Oruçlu İçin Mekruh Olan ve Olmayan Şeyler
88- Oruçlu olanın su ile ıslatılmış bir misvaki kullanması İmam Ebu Yusuf`a göre mekruhtur. Fakat diğer alimlere göre, sabahleyin yahut zevalden sonra yaş ve kuru misvak kullanmakta kerahet yoktur.
(İmam Şafiî`ye göre, zevalden sonra misvak kullanılması mekruhtur.)
89- Oruçlu kimsenin istincada (büyük abdest temizliğinde) ve abdest alırken ağzına, burnuna su verirken aşırı gitmesi, fazla su doldurup taşırması mekruhtur.
90- Oruçlunun bir özrü bulunmaksızın pişirilen yemeği yalnız ağzı ile tadması mekruhtur. Bir kocanın kötü huylu olması, karısı için bir özürdür, böyle bir kadın pişireceği yemeğin, yutmaksızın, tadına ve tuzuna bakabilir.
91- Oruçlu bir kimsenin satın alacağı bal ve yağ gibi şeylerin iyi olup olmadığını anlamak için yalnız ağzı ile onlardan tadmasında kerahet vardır. Bir görüşe göre, muhakkak satın alınması gerekiyorsa yahut aldanmaktan korkuluyorsa, boğaza kaçırmamak şartı ile tadına bakılmasında kerahet yoktur.
92- Oruçlu kimsenin, önceden çiğnenmiş beyaz ve parçalanmaz bir sakızı çiğnemesi mekruhtur. Fakat yeni bir sakızı çiğnemek caiz değildir. Erkekler oruçlu olmadıkları zamanlarda da sakız çiğnemeleri hoş değildir. Bir özür sebebiyle çiğneyeceklerse, gizlice çiğnemeleri güzel görülmüştür.
93- Oruçlunun kan aldırması, orucunu koruyamayacak şekilde zayıf düşmesinden korkulursa mekruhtur, değilse mekruh olmaz. Bununla beraber uygun düşen, bunu güneş batışından sonraya bırakmaktır.
94- Ramazanda harareti azaltıp serinlenmek için ağza ve buruna su almak ve soğuk su ile yıkanmak, İmamı Azam`a göre mekruhtur. Çünkü böyle bir hareket, ibadet için bir daralma göstermek demektir. Fakat İmam Ebû Yûsuf`a göre, bunda kerahet yoktur. Çünkü böyle yapmakla ibadete yardım edilmiş ve doğal olan sıkıntı giderilmiş olur. Fetva da buna göredir.
95- Kendine güvenemeyen bir oruçlunun zevcesini öpmesi ve okşaması mekruhtur.
96- Oruçlu kimsenin zevcesi ile çıplak olduktan halde boyun boyuna sarılmaları kendine güvensin veya güvenmesin, her halde mekruhtur. Bu harekete "Fahiş mübaşeret = Aşırı yaklaşma" denir. Zevcesinin dudaklarını emmesi de, her halde mekruhtur, buna da "Fahiş kuble = Aşırı öpüş" denir.
97- Oruçlu kimsenin cünüb olarak sabahlaması veya gündüzün uyuyup ihtilam olması orucuna zarar vermez. Fakat mümkün olduğu halde geceleyin yıkanmamak mekruh değildir, denemez.
98- Oruçlu kimsenin gül ve misk gibi kokuları koklaması da mekruh değildir. Sürme çekmesi, bıyık yağı kullanması da mekruh değildir.
Ancak erkeklerin süs maksadı ile sürme çekmeleri ve bıyıklarına yağ sürmeleri mekruhtur.
(İmam Şafiî`ye göre, zevalden sonra misvak kullanılması mekruhtur.)
89- Oruçlu kimsenin istincada (büyük abdest temizliğinde) ve abdest alırken ağzına, burnuna su verirken aşırı gitmesi, fazla su doldurup taşırması mekruhtur.
90- Oruçlunun bir özrü bulunmaksızın pişirilen yemeği yalnız ağzı ile tadması mekruhtur. Bir kocanın kötü huylu olması, karısı için bir özürdür, böyle bir kadın pişireceği yemeğin, yutmaksızın, tadına ve tuzuna bakabilir.
91- Oruçlu bir kimsenin satın alacağı bal ve yağ gibi şeylerin iyi olup olmadığını anlamak için yalnız ağzı ile onlardan tadmasında kerahet vardır. Bir görüşe göre, muhakkak satın alınması gerekiyorsa yahut aldanmaktan korkuluyorsa, boğaza kaçırmamak şartı ile tadına bakılmasında kerahet yoktur.
92- Oruçlu kimsenin, önceden çiğnenmiş beyaz ve parçalanmaz bir sakızı çiğnemesi mekruhtur. Fakat yeni bir sakızı çiğnemek caiz değildir. Erkekler oruçlu olmadıkları zamanlarda da sakız çiğnemeleri hoş değildir. Bir özür sebebiyle çiğneyeceklerse, gizlice çiğnemeleri güzel görülmüştür.
93- Oruçlunun kan aldırması, orucunu koruyamayacak şekilde zayıf düşmesinden korkulursa mekruhtur, değilse mekruh olmaz. Bununla beraber uygun düşen, bunu güneş batışından sonraya bırakmaktır.
94- Ramazanda harareti azaltıp serinlenmek için ağza ve buruna su almak ve soğuk su ile yıkanmak, İmamı Azam`a göre mekruhtur. Çünkü böyle bir hareket, ibadet için bir daralma göstermek demektir. Fakat İmam Ebû Yûsuf`a göre, bunda kerahet yoktur. Çünkü böyle yapmakla ibadete yardım edilmiş ve doğal olan sıkıntı giderilmiş olur. Fetva da buna göredir.
95- Kendine güvenemeyen bir oruçlunun zevcesini öpmesi ve okşaması mekruhtur.
96- Oruçlu kimsenin zevcesi ile çıplak olduktan halde boyun boyuna sarılmaları kendine güvensin veya güvenmesin, her halde mekruhtur. Bu harekete "Fahiş mübaşeret = Aşırı yaklaşma" denir. Zevcesinin dudaklarını emmesi de, her halde mekruhtur, buna da "Fahiş kuble = Aşırı öpüş" denir.
97- Oruçlu kimsenin cünüb olarak sabahlaması veya gündüzün uyuyup ihtilam olması orucuna zarar vermez. Fakat mümkün olduğu halde geceleyin yıkanmamak mekruh değildir, denemez.
98- Oruçlu kimsenin gül ve misk gibi kokuları koklaması da mekruh değildir. Sürme çekmesi, bıyık yağı kullanması da mekruh değildir.
Ancak erkeklerin süs maksadı ile sürme çekmeleri ve bıyıklarına yağ sürmeleri mekruhtur.