İsmail Aleyhisselâm
24- Hazret-i İsmail, İbrahim aleyhisselâm`ın oğludur. Hacer adındaki zevcesinden dünyaya gelmiştir. Bu muhterem Hacer bir cariye idi. Bunu Mısır Hükümdarı, İbrahim peygamberin zevcesi "Sare"ye bağışlamıştı. Sare de, bunu kocası, İbrahim aleyhisselâm`a vermişti. Sahih görülen bir rivayete göre, Hacer, Sare`den önce vefat etmiştir.
25- İbrahim aleyhisselâm, Allah`ın emri ile Hacer`i ve oğlu İsmail`i alıp Hicaz`da Kabe`nin bulunduğu yere kadar götürdü. Onları orada bıraktı. Yemen`den gelmekte olan "Cürhüm" kabileleri de bunlara arkadaşlık ettiler. O zamana kadar ıssız ve susuz bulunan Mekke vadisini bunlar imar ettiler. Bunların ayakları bereketiyle "Zemzem" denilen su meydana çıktı. Artık oralar şenlenmiştir.
26- Hazret-i İbrahim, bir aralık bir rüya gördü. Bu, Yüce Allah`ın bir vahyi idi. Ona, oğlu İsmail`i kurban etmesi emrolunmuştu. Bunun üzerine henüz on iki yaşında bulunan oğlu Hazret-i İsmail`i, Mekke`de Sebîr dağının eteğinde tenha bir yere götürdü. Onu, Allah rızası için kurban etmek istiyordu. Bu sevgili yavru da: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap! İnşallah beni sabredenlerden bulursun," diyordu. Bu, Allah yolunda olan fedâkârlığın en yüksek bir nişanı idi. Fakat Yüce Allah lütfetti. Baba ile oğlun şu teslimiyetine mükâfat olarak Hazret-i İsmail yerine kurban edilecek bir koç ihsan etti. Böylece bu masum yavru, kurban edilmekten kurtuldu.
27- İsmail aleyhisselâm, büyüdü ye Cürhüm kabilesinden bir kızla evlendi. On iki çocuğu oldu. İbrahim aleyhisselâm ara sıra gelir, oğlunu görürdü. Sonra Hazret-i İsmail`in oğulları ve torunları çoğalıp etrafa hakim olmuşlardı.
Hazret-i İsmail, babası Hazret-i İbrahim`in şeriatı (dini) ile amel etmek üzere Yemen kabilelerine ve "Amalika" denilen eski bir kavme peygamber gönderilmişti. Hazret-i İbrahim`den kırk sene sonra yüz otuz yedi yaşında vefat ettiği ve anası Hacer`in "Hicr"deki kabri civarına gömüldüğü rivayet edilir.
25- İbrahim aleyhisselâm, Allah`ın emri ile Hacer`i ve oğlu İsmail`i alıp Hicaz`da Kabe`nin bulunduğu yere kadar götürdü. Onları orada bıraktı. Yemen`den gelmekte olan "Cürhüm" kabileleri de bunlara arkadaşlık ettiler. O zamana kadar ıssız ve susuz bulunan Mekke vadisini bunlar imar ettiler. Bunların ayakları bereketiyle "Zemzem" denilen su meydana çıktı. Artık oralar şenlenmiştir.
26- Hazret-i İbrahim, bir aralık bir rüya gördü. Bu, Yüce Allah`ın bir vahyi idi. Ona, oğlu İsmail`i kurban etmesi emrolunmuştu. Bunun üzerine henüz on iki yaşında bulunan oğlu Hazret-i İsmail`i, Mekke`de Sebîr dağının eteğinde tenha bir yere götürdü. Onu, Allah rızası için kurban etmek istiyordu. Bu sevgili yavru da: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap! İnşallah beni sabredenlerden bulursun," diyordu. Bu, Allah yolunda olan fedâkârlığın en yüksek bir nişanı idi. Fakat Yüce Allah lütfetti. Baba ile oğlun şu teslimiyetine mükâfat olarak Hazret-i İsmail yerine kurban edilecek bir koç ihsan etti. Böylece bu masum yavru, kurban edilmekten kurtuldu.
27- İsmail aleyhisselâm, büyüdü ye Cürhüm kabilesinden bir kızla evlendi. On iki çocuğu oldu. İbrahim aleyhisselâm ara sıra gelir, oğlunu görürdü. Sonra Hazret-i İsmail`in oğulları ve torunları çoğalıp etrafa hakim olmuşlardı.
Hazret-i İsmail, babası Hazret-i İbrahim`in şeriatı (dini) ile amel etmek üzere Yemen kabilelerine ve "Amalika" denilen eski bir kavme peygamber gönderilmişti. Hazret-i İbrahim`den kırk sene sonra yüz otuz yedi yaşında vefat ettiği ve anası Hacer`in "Hicr"deki kabri civarına gömüldüğü rivayet edilir.